İzmir’e varmak ve İzmir’e vurgun olmak üzere çok farklı yazılar kaleme alınabilir. Yazılır da yazılır. Bıkmaz insan vurgun olduğuna varınca, kavuşunca.
Ne var ki şimdi vakti değildir. Vakit şimdi, o değildir. Lakin İzmir üstüne bir şeyler de şimdilerde yazılmalıdır. Adı konmalıdır. Ad bulunmalıdır.
Yıllar önce bir şair benim adıma dile getirmiş adeta her şeyi. İzmir’i benim adıma yazmış. İzmir demiş, İzmir üstüne demiş! Bana da şimdilik ondan alıntılamak düşmüş!
Başka ne denir ki?
İZMİR ÜSTÜNE,
“İzmir’in içinde vurdular beni”
Dostlarım aman
Elbirliği edip bütün güzeller
Güpegündüz sardılar beni.
Önüme çıktılar hepsi sabahtan
Sorgusuz sualsiz bakıverdiler
Olan oldu, sonra beni yol üstü
Öylece bırakıverdiler
Bilemedim suçum neydi, neciydi?
Kimseciğe bir zevalim yok benim
Aman dostlar, alın burdan götürün
Halim yok benim
İflah olamam ben bu dertten anladım
Birinden kurtulsam biri öldürür
İnsaf etse yeşil gözün bakışı
Mavi üstüme yürür.
Bir kuş uçar Karşıyaka üstünden
İnciraltı kıyısına konmaya
Kızlar yaktı beni, vakit kalmadı
Güneşte yanmaya
Deniz tutkunuyum, başım dönmüş
Tutkunum ben bu denize
Martılar! Nereye uçup gittiniz?
Beni beklesenize
Can dayanmaz bu denizin tuzuna
Bir sam yeli eser kavurur sizi
Güven olmaz kadınına kızına
Arkadan vurur sizi.
Kolan vurdum bir ucundan ucuna
Her yerinde deniz dibi kırk kulaç
Benim boyum gelse gelse bir gelir
Amanın ilaç!
Beyaz kızların eteği,
Martıların kanatları beyazdır
Bir beyaz, bir mavi kaynaşır artık
Önümüz yazdır.
Deniz kıza can atar, kız denize taş
Bense ikisine birden vurgunum
Yavaş götürün beni yavaş
Hastayım, yorgunum
Denizler delisi denizde
Deli-dolu dalgalarla yarışır
Serin meltem sarı sarı saçlara,
Sarı saçlar dalgalara karışır.
Kadifekale’de kadife yeşil,
Kadife mavidir denizde
Âşıksınız bu şehirde dostlarım
İsteseniz de istemeseniz de.
Mustafa Arif ARIK
İstanbul Sanat- Edebiyat Dergisi, sayı 16, sayfa 24
Şubat 1955