top of page

İzmir Köy mü?


İzmir köy mü? Köy.

Güzelleri olan, eskileri olan, kıymetlileri olan bir köy. Belki güzelleri daha çok, belki eskileri daha çok, belki kıymetlileri daha çok, ama köy!

Denizi olan köy olamaz mı?

İmbatı, meltemi olan olamaz mı?

Parkları, bahçeleri olan köy olamaz mı?

Tramvayları, banliyöleri, metroları olan köy olamaz mı?

Adım başı kafe, kafeterya, restaurantı olan köyden sayılmaz mı?

Bence yine de köy İzmir; büyük, güzel, hoş, sevimli bir köy. Kültürünü kaybeden bir köy. Eski İzmir’i kaybeden bir köy. Yemesini içmesini yitirmiş bir köy. Eğlencesini bitirmiş bir köy.

Boyoza, gevreğe, çekirdeğe sarılmış bir köy. Kitabı, sergiyi, müzeyi, töreni unutmuş bir köy. Kitapsız kalmış bir köy. Okuyanı az, çizeni yok bir köy.

Okuyan, yazanı arasında da bir iletişim olmayan köy. Dedikoduya sarılmış, çekememezliği büyütmüş bir köy.

Koşuvereceğin bir sanat evi, gidivereceğin bir kütüphanesi, kendini atıvereceğin bir sahafı, oturuvereceğin bir kahvesi olmayan bir köy.

Kahvehanesiz , köy olur mu hiç?

bottom of page