Bu yazımızda değişik nedenler ve hani eski söylemiyle “ günün anlamı ve önemine ithafen”, “ İlk Öğretim” konulu bir şeyler yazmayı arzulayınca, aklımıza ilk gelen dağarcığımızda saklı bulunan bu destan olmuştu.
Ankaralı Aşık Ömer diye de anılan şairimiz Behçet Kemal Çağlar’ın bu destanı, 1 Ekim 1944 Tarihli, İlk Öğretim Gazetesi’nde yayınlanmıştır.
Dönemin siyasi yapılanması ve ilköğretim seferberliğinin hızla devam ettirildiği eğitim hayatımız göz önüne alındığında, destanın didaktik ancak büyülü havasına kapılmamak mümkün değildir.
Bir şiirinde;
“ Destan sıralamak hayli hünerdir
Unuttuğumuz varsa, sen akıl erdir
Sorarsan adımız Aşık Ömer’dir
Meskenimiz bizim, Samanpazarı”
diyebilecek kadar, kendini Ankaralı hisseden ve aşık tarzı şiirlerinde Ankaralı Aşık Ömer mahlasını kullanan sanatçımızın bu bilinmedik çalışması, sizleri de büyülüyecektir. Şimdiye kadar üzerinde gerekli araştırma yapılmamış olan bu destanın, o yılların okul müsamerelerinde pek sık okunmuş olabileceği bilgilerine rastlamak bizi şaşırtmamaktadır.
Ancak, destanda dile getirilen bir çok dilek ve arzuya hala kavuşamamış olmak ise şaşırtıcıdır.
Hele ki; “ Kız desin baba ver beni mektebe
Karışmam açılmaz sonra kısmetim.” Dizeleri, bazı sorunları aradan 67 yıl geçmiş olsa dahi hala çözemediğimizi belgelemek ve örneklemek açıdan önem taşımaktadır.
İnsan sormadan edemiyor; acaba günümüzde de bu ve benzeri destanlara ihtiyacımız yok mu? Ya da Ankaralı Aşık Ömer gibi, şairlerimize?
Bu çalışmamızı, Öğretmenler Günlerini kutlamakta geç kaldığımız aziz öğretmenlerimize ithaf ediyoruz.
Ankaralı Aşık Ömer’in İlk Öğretim Destanı
Halktan ayrı düşmek yolun çıkmazı
Başta halkı düşünüyor Devletim
Halk için, halk için kanun, söz yazı
Bulmuş gerçek yolu Cumhuriyetim.
Baktık halk bilmiyor okumak, yazmak
Dedik ki yetişir ayrılmak, azmak
Oturdu sıraya ustayla, yamak
Birlikte başlangıç, birlikte hatim.
Mektup, kitap, dua hepsi yeniden
Harf, yazı ve imla hepsi yeniden
Efendi,Bey, Ağa hepsi yeniden
Başladı milletçe bir ilk öğretim.
Kazansın istiyor değeri, ünü
Elinden tutuyor Allahın günü
Her Türk Çocuğuna baba İnönü
Diyorki; okusun bütün milletim.
Ha kara cahil, ha anadan alık
Bereket ki gördün ecdattan kalık
Son pişmanlık fayda vermez babalık
Oğlun diyor, adam olmak niyetim.
Sonradan kar etmez, geç kalmış töbe
Cahillik her türlü belaya gebe
Kız desin, baba ver beni mektebe
Karışmam, açılmaz sonra kısmetim.
Işıksız demektir bilgisiz diyar
Olmaz bilgisizin bahti dahi yar
Bilgi ister ak sakallı ihtiyar
Bilgi ister saçı bitmemiş yetim.
Bilgi seferinde ne dur, ne durak
“ İnsanca hayatı etmek için hak”
“ Su ve hava gibi ilk şart,okumak”
Böyle buyuruyor şanlı İsmet’im.
Çocuk okulundur sen elini çek
Yazamiyan bir iş edemiyecek
Okumayan kaz da güdemeyecek
Diyecek zindandır günüm, saatim.
Sarar batak gibi dört bir yanı da
Cahillik kurutur soydan kanı da
Güldürür kafeste papağanı da
Bilip anlamadan ezberden hatim.
Dinde de kitapsız kafirden beter
Bilgisiz ocakta incirler biter
Gün gelir dumanı başından tüter
Dersin, cahillikmiş baş felaketim.
Çürüme bilmiyen tek ambar bilgi
Çökme bilmiyen tek itibar bilgi
Cenneti açan tek anahtar bilgi
Kim der çilingirle açmak niyetim.
Köylü, lafı bırak işe bak derse
Kuru nasihate karnım tok derse
Haklıdır, öğretme bilen yok derse
Gitmez üfürükçü, gelmezse hekim.
Devlet hazırlasın öğretmen, kitap
Sen el birliği et, okulunu yap
Mektep yapmak mescit yapmaktan sevap
De ki bu hem ahdim, hem haysiyetim.
İnsana kitabı duvara tuzu
Kapıştığın gibi lambaya gazı
Kapış ki ışıktır bu dil, bu yazı
Düzelsin diyorsan fikrim,sıhhatim.
Okul bilgilerin imareti bu
Al, tas tas dağıtmak Türk adeti bu
Bilgi insanlığın saadeti bu
Yan bakanla yoktur sözüm ,sohbetim.
Geleceğe göre kaftanı biçin
Okuyun dünyayı, Konyayı seçin
İnönü’nün ışık suyundan için
Uzansın yaşlı, genç, varlıklı, yetim.
Alnı ak, gözü pek, gönlü ferah Türk
Giyinme cahillik olsa samur kürk
Hiç bir yerden yılma, cahillikten ürk
Bak sırtını yere vurmadığı kim.
De ki, ilk yazıyı icat eden Türk
Viranı bilgiyle abad eden Türk
Kölesi okusa azat eden Türk
Bilgiyle yeniden artsın kıymetim.
Sen iç pişkinliğin dış hamlığınla
Hem görgün hem toprak adamlığınla
Okuyup çıktın mı tamamlığınla
Haklısın dersen, ben eşsiz milletim.
Çocuğa öğrenmek fırsatın ver
Sırtta çanta yoksa, var demek semer
Tanrı diyor, bir yaz,bin şükret Ömer
Okumak, yazmak en büyük nimetim.
İlk Öğretim Gazetesi- 1 Ekim 1945-Ankara