top of page

Simav-2


Simav yazım üzerine eş-dosttan aldığım bir kaç telefon, unutulanları da hatırlattı. Ne var ki eleme ve kedere düşmüş Simavlıların bu zamanlarında bu hatıralar ile eskiyi anmak pek hoş olmayacak. Gerçi her şey geride kaldı, bugün bambaşka bir dünyadayız. Ne eski anıların üzerine hayatımızı değiştirebiliriz şimdi, ne de buna gerek var.

Simav, bu gün Demirci’nin eli kulağı. Demircililer bugün en yakın komşularının, akrabalarının derdindeler. Yoksa yıllar önceki futbol kavgalarına dönmenin bir mesneti yok. Olduğundan da yazmış değildik ki zaten, çocukluk hatıralarım depreşmişti bu depremle.

Bugün Simav’ı en çok merak edenlerdenim. Bu gün Simav’ı kayıranlardanım, ayıranlardanım.

Bu gün Simav yollarını özleyenlerden, bir Simav türküsü dinleyenlerdenim.

KADİR EFE’NİN TÜRKÜSÜ

Delhadır başındayım Simav’ın Kaşındayım Bana da Kadir Efe derler Zeybekler başındayım. Dumanlı dağlar, Karagözlüm ardımdan ağlar

Cezvemin sapı yeşil Şekerli kahve pişir Bugün baskın basanın Akllın başına devşir Dumanlı dağlar, Karagözlüm ardımdan ağlar

Karşıyaka’dan indin mi? Çalı dibine sindin mi? Bana da Kadir Efe derler Olamaz olmaz gayrı Kadir efe unutulmaz gayrı.

Aslında türkülerimizi birbirine yormak, birbirine sarmak gerekir. Bu gün Kadir Efe Türküsü hepimizin türküsüdür. Hele ki onu bir de ” Simavlı Şivesi” ile söylebilseniz.

Aslında bu konuda kafa yormak gerekiyor bence, bu kadar yakın iki kentin şiveleri nasıl olur da bu kadar farklı olabilir?

Her halde yıllar önce ayrıdına varılamayan bu konu idi; bir Demircili ile bir Simavlı farklıydı. Ama bugün şiveler eskilerin sırtında kalınca, bir ihtimal onlarla gidince, bugün  ortaya renksiz, cansız da olsa ortak  bir “dil” kalıyor, o da anlaşmaya yetiyordu.

Ama olan o renkli ve canlı şiveye oldu. Ne güzel olurdu, o şivelerimizin farkına rağmen anlaşmak, konuşmak.. Demirci’ye ” Demmirci” demek, Simav’a ise ” Sımav” diyebilmek. Ah diyebilmek.

bottom of page