top of page

Köy Enstitüsü Fotoğrafı Üzerine


“Öğrencisi, öğretmeni, usta öğreticisi ile Köy Enstitülü’ler bir destan yarattılar. Yarattıkları efsane; yeşeren toprak, yükselen yapı, ışığa dönüşen su, dayanışma, paylaşma, aydınlanma, özgürleşme demekti. Onlarınki yalnızca eğitim değil, bir yaşam biçimiydi. Onlarca yazar sanatçı, bilim insanı ve milyonlarca öğrenci yetiştirdiler.”

1940-1946 aralığında köy enstitülerinde 15,000 dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve üretim yapılmıştı. Aynı dönemde 750,000 yeni fidan dikilmişti. Oluşturulan bağların miktarı ise 1,200 dönümdü. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santralı, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km. Yol yapılmıştı. Sulama kanalları oluşturularak enstitü öğrencilerinin uygulmalı eğitim gördüğü çiftliklere sulama suyu öğrenciler tarafından getirilmişti.

 Başında kasketli –kasketsiz, urbalarıyla, pantolanlarıyla, kimbilir hangi binanın, kimbilir hangi ışığın binasıydı bu yaptıkları, hatırlayanınız var mı?

Göreniniz, bileniniz!

 Terlerini akıttılar, Anadolunun bozkırına. Boz elbiseler içinde, boz yüzlü bu çocuklar.

Yeşillerine yeşil kattılar, Anadolu’nun. Küçücük elleriyle, yarattılar.

Birbirlerine sığındılar, yakan güneşin andacında, yanmadılar.

Toprak oldular, kiremit oldular, sıva, beton, çamur oldular. Karıldılar.

 Yüreklerini verdiler Anadolu’nun toprağına.

Ana oldular birbirlerine, doyurdular.

 Hatırlayanınız var mı? Var mı?

bottom of page