Sağolsun dostlar bize yol açan yazılar ve gönül içeren mesajlar attıkça, biz de gönül dolusu yollara açılıyoruz. Halil Fikret Kanad hakkında bir şeyler yapmak, onu anmak ve bilgilerini tazelemek öncülüğü elbette bize kalmaz. Kalmamalı da. Ne var ki, az da olsa atılan bir taşın kuyuyu doldurduğu tesbit edilmiştir. Ya da son damlanın bir  bardağı taşırdığı. Biz bu kez kuyuları doldurmak, bardakları taşırmak istiyoruz.
Değerli dostumuz Nazim Nasreddinov’un haykırdığı gibi  bu talep, yüksek karakterli program içermekte ve iki dost ülkenin aydınlarının hemencecik halvet olmalarına imkan vermektedir.
Şüphesiz ki bu sempozyumun ev sahipliği Türk Üniversitelerine düşmektedir. Şüphesiz ki bu sempozyumun ev sahipliği Kültür ve Turizm Bakanlığı’na düşmektedir. Şüphesiz Türk aydınlarına, eğitimcilerine ve pedagoglarına düşmektedir.
Haykırışlarımızı  duyan insanlar, kurumlar olacaktır diye tahmin olunmaktadır.
Şu dünyada bir Halil Fikret Kanad resmi iz bırakılacaktır.