top of page

Yıl, Yeni mi?

Bilmiyoruz yıl, yeni mi? Yeni bir yıl mı?

Yoksa her şey eskisi gibi sürüp gidecek mi? Huzursuz ve mutsuzluk genlerimizde yer bulacak mı? Soğuğun içine karışmış, hatta onunla yeni bir güç bulmuş umutsuzluk ne yapacak?

Kaldırımların kalabalıklığı, yolların akmazlığı, sokakların karanlıkları ne olacak? Yerlere tükürmenin, çöpünü ağaç diplerine sokmanın özgürlüğü, hükümranlığını ilan edecek mi?

Her şeyi marketlerde satılır hale getirmenin basit kurnazlığı, insanlarımızı hasta etmeye devam edecek mi? İnsanları,  “parası alınan zavallılar” haline getirmenin kanunu çıkacak mı?

Ya hastaneler? Bari sıralardan kurtulsak, kanlarımızı geri verseler! Ya da bir yolunu bulsalar da, hastalara  akıllı telefonlar baksa!

Tren gişeleri, yılda zaten iki kez olan karmaşasını, bari gidermiş olsa!Yılda iki kere de mi halledilemez bu ?

Güzel kızlar, ellerindeki telefona eğilmeden yürüse de, yüzlerini görsek! Kendi kendilerine konuşmasalar artık! Gülmeseler! Ah, gülmeseler!

Şu kar da yağacaksa yağsa artık! Rusya’dan gelse de içimize girse! Bir hain, bir ajan gibi sokulsa, gecenin karanlığında.Lapa lapa olsa.

Şu soğukta, hala Mayıs’ın ruhunda kalmış güller ne olacak penceremin dibinde? Gonca gonca  birbirine sarılmış pembe güller, kırmızı güller, beyaz güller. Ne olacak bu güller?

İçim kararıyor. İçim yanıyor. Kimler aç kalacak yine bu ayazda? Otogarda, hava limanında, istasyonda.Yolda!

Nasıl da yok oldu, ışıltılı, parıltılı o yılbaşı neonları?Nasıl kayboldu, Kızılay, Bahçeli, Tunalı Hilmi? Yıl başı akşamları! Yıl başı eğlenceleri!

Yaşımızla oynandı belli. Genlerimizle artık biz değiliz.İsyanımız bu kadar, artık asla genç değiliz.

Selamsız sefasız günler geçiyoruz, bu kalabalıklar içinde. Yan yana yürürken hatta. Bir çay içerken ayakta!

Bir akıllı telefon, bir yalan -dolan, bir pislik, bir beceriksizlik, bir açlık, bir yokluk, bir yoksulluk olmasa!

Olmasa ne olurdu ama?

Geriye kalan, hürriyet, adalet,müsavat ve uhuvvet!

Yeni yıl olmasa da!

bottom of page