top of page

Nostalji Takvimi: Ocak 2017

Yeni yıl, dediğiniz ne ki? İşte üzerinden 4 gün geçmiş bile. İşin cıvıltısı, heyecanı ve gizemi 21 Aralık gecesiydi sadece. Gerisi ise bomboş bir hikaye: Aynı günler, aynı işler, aynı insanlar. Tek tük aramıza katılanlar ve aramızdan ayrılanların dışında tabii ki!


Sihir o gecedeydi, o gecenin pırıltısındaydı. Hani kendi kendimize yarattığımız bir pırıltı. Işıklı, parıltılı camekanlardan evlerimize süzülen, neon ışıkları gibi. Ondan bile mutluyduk. Kimseye de şikayetimiz yoktu. Ucundan, bucağından katılabildiğimiz kadar bir ortak sihirdi her şey.

Gecenin bittiği anda başlayan bir bağırış zirvesinden sonra, her şey ama her şey kendini bırakıverirdi. Adeta sönüverdi o neon ışıkları. Ya da biz artık onları görmez olduk. Hızlı bir düşüş. Hızlı bir kayıp. Hızlı bir tükeniş. İlk tükenen de, yeni yılımızın bize ihanet edercesine, kendini yemeğe başlamasıydı. Hiç sorgulamazdık; acaba yemeğe devam edilen, bizim yıllarımız mıydı?

Olsun ama kime ne?

Üzerinden 4 gün geçmiş olsa bile, içindeki o heyecanı yitirmeden, aynı günlere, aynı işlere, aynı insanlara tahammül edebilmek bile başarı değil midir?

Başarı değil midir eksikliğini hissettiğiniz her bir şeye rağmen yaşamak?

Hani çok geç kaldı, ama olsun: Her yeni bir yıl da,  o neon ışıklarını yaratma, düşleme gücünüz eksilmesin! Her şeye rağmen yılınız yeni olsun!

bottom of page