Bugün güneş ışınlarının yanına ısılarını da eklemiş sanki. İlk kez havada yaz kokusu var. Hava ilk kez berrak ve akşama bulutlarını çağırmayacak gibi. Bugün yaz var Ankara’da. Ankara bugün yazı başlatacak.
Ne kaldı ki geriye işte 20 gün sonra kocaman günler kısalmaya başlayacak. Başladı başlayacak.En uzun günler bitecek.
Biz farkında olamadık bu yağmurun ve kara bulutların altında günlerin uzunluğunun. Uzayan günler miydi, yoksa yağmur ve kasvet mi?
Artık geç gelen bir yazın peşindeyiz şimdi. Takılıp gideceğiz ardı sıra. Güneş, güneşliğini yapacak sanırım.
İşte Haziran; güneşin sarıya boyandığı an. Sarı sapsarı olduğu an.
Ardında kışın solukluğunu bıraktığı an. Önüne daha sarı ayları kattığı an.
Haziran. Sevdiğim ve doğduğum ay. İnsan niye sever Haziran’ı? Yalnızca kiraz mıdır bu ayın sembolü? Yalnızca kiraz renkleri midir? Kiraz kokusu mudur her şey!
Okulların kapanmasıdır, tatilin başlamasıdır bir kentli için.Önü ve sonu belli olmayacak hazların yaşanmasına imkan tanınmasıdır. Yatılı okulların önünden peş peşe otobüslerin kalkması, ayrılıkların başlamasıdır.
Mektupların yazılmaya devam olunduğu aydır Haziran. Mektup ayıdır, kadir kıymet ayıdır.
Haziran, sapsarı bezenmiş ekinlerin, uzadıya kesilmiş olduğu aydır. Toz duman ayıdır; sapsarı ve yapışkan.Toprağın değil ama samanının koktuğu aydır Haziran. Genizleri yakan anız kokusunun bol bulunduğu bir aydır Haziran.
Yolların ve izlerin sürüldü aydır Haziran. Peşpeşe yola çıkmanın tat verdiği aydır. Soğuk bir pınar başında soluklanan bir aydır.
Haziran; aydır. Haziran; güneştir. Haziran; yazdır. Haziran; geriye dönüp bakmanın değil, hep ileriyi görmenin zamanıdır. Haziran, zamanın pırtılarını evde bırakmanın zamanıdır.
Haziran, çoşma zamanıdır. Ne yapalım kısmette 2010 yılı Haziran Takvimini sunmak da varmış!
Comments