Öylesine yorgun ki Eylül! Ötesi görülmemiş sıcakların altında ezilmiş Ağustos’un enkazı, üstüne bayram tatili ve bayram.Dahası da ha açıldı, ha açılacak okulların telaşası! Öylesine yorgun hani. Uzanası var, dinlenesi var. Yatıp kalkmayası var. Ne mümkün!
Koskoca bir ayın külfeti var omuzlarında. Henüz, dağda bayırda toplanacak, derlenecek meyveler var. Hasatı, bozumu yapılacak ürünler var. İçeri alınacak odunlar, yemler, samanlar var. Kurutulacak üzümler, biberler var. Bekleyen gün kuruları var. Ağaçlarında hala sarkıp duran incirler var. Ya üzümler, şeftaliler!
Henüz dopdolu bağlar, çayırlar. Henüz taptaze su kenarları. Ya o ağaçlar; cevizler , bademler?
Velhasıl işi çok Eylül’ün!
Yorgun da olsa , argın da olsa yapılası iş çok onun. Yatmayacak, uzanmayacak, dinlenmeyecek Eylül! Bize çalışacak. Bizle olacak. Bizle kalacak.