Ekim’i kapalı, puslu ve hayli yorgun bir gün içinde evde karşılamak. Ekim’in o mayışmış ilk gününde evde olmak. Yılmak gerekirken, yılmamak. Uyumayı seçerken, uykudan uzak kalmak.
Ekim, tam da yazdıklarım gibi; yorgun, puslu ve mayışmış. Biz de belli ki onun esiriyiz. Tutsağıyız. Tutkunuyuz. Seviyoruz onu, ne demeli!
Takılıp gidiyoruz ayların peşinden. Dün her şey Eylül’dü ve güzeldi. Şimdi ise aylar Ekim oldu. Yürüdü.
Van Gogh geliyor aklıma Ekimlerde! Sarısı geliyor Van Gogh’un! Sarı olmuş Van Gogh geliyor aklıma.. Bir de üzüm. İçinde güneş birikmiş üzüm daneleri geliyor. Güneşe dönmüş üzümler geliyor..
Ekim, belli ki yoruyor, belli ki soruyor, belli ki sarıyor.Ekim, ekiyor.
Komentarze