Oysa Ekim’ler hiç unutulmazdı. Unutulmazlardı. Unutmadık da zaten, beklettik. Niye bilmem ama bekledik.
Yeni yeni anlıyorum ben her şeyi, meğerse ben güneşli günleri severmişim.Güneşi severmişim.Güneşe ait olanları severmişim.
Üzümün bile içine güneşin yerleştiğini seviyorum. Bal gibi sapsarı olanını.İçinde güneş olanını.Gölgesi içinde olan sıcak odaları seviyorum. Penceresinden başını uzatmış güneşli evleri seviyorum.Yollarında çatılarının gölgeleri sayılan sokakları.O sokakların kaldırım taşlarını.Taşların arasından boy uzatan sarı çiçekleri.
Evlerin kenarlarını, esen rüzgarlarını, balkonlarına oturmuş renkli saksılarını.
Manavların önlerini,yeşil biberleri, sarı kavunları,kıpkırmızı domatesleri.Yalıdaki evleri. O küçük pansiyonları, o pansiyonların önlerindeki kahvaltı masalarını.Zeytinli, peynirli kahvaltı tabaklarını.
Deniz kenarlarını, beyaz şezlongları.Sapsarı kumları.
Meğerse Ege’yi severmişim.
Ege’de olmayı severmişim.Egeli olmayı severmişim.
Unutmazdım güzel Ekim seni,bugüne beklemezdim. Seni de severim.Neler yaşadım diyemedim. Ege’de sensiz kalmışım.
Ege’de kalmışım.
Comments