top of page

Nostalji Takvimi: Aralık 2013

“Aylar nasıl geçiyor be azizim.

Dün gibiydi hatırlasana yeni yıl. Kalabalıklar içinde ilk nutku sen atmıştın hani! Bayağı kalabalık bir alkış sonlandırmıştı sözlerini.

Heyhat! diye bağıran da ben değilmiydim.

Hatırlasana  nasıl geçer bu kış demiştik seninle. Nasıl üşümüştük o iki gün süren karlı günlerde. Yerde kar birikmedi, ama içimiz buz kesmedi mi?

Sonra, günlerin birden uzadığını fark ettik seninle ufka bakınca. Ufuk nasıl sararıyor ilkin ve sonra nasıl kızarıyordu, o akşam.!


Demedik mi hatırla ” işte kış bitti!” diye.

Nasıl uzun sürmüştü bahar ayları. Ne giyeceğimizi bilemedik uzun süre. Gündüzler iyidi de, güneş batınca nasıl ayaza kaldık hep! Nasıl dolaştık, nasıl elele !  Basmadık yer kalmamıştı hani.

Ne kadar geç geldi yaz!

İşte o yüzden değil mi bir yaz tatili programı yapamamak!

Esir olmak havalara ve uygun zamanlara. Kısa, yoğun ve sert.

Ah azizim!

Sorma, uzanamadık bu yaz ne çimlere ne sahildeki kumlara. Üşümekten mi korktuk, üşütmekten mi? Bilemedik.

Ne çabuk geçiverdi gelmeyen o yaz.

Yine bir oyun etmedi mi bize her şey. Yerine sonbaharı koymadı mı bize çaktırmadan.

Sorma, sonbahar hiç gitmemeliydi. Yazdan daha çok sevdik biz onu bu sene. Ne sonbahar dı ama!

Telaşsız, sessiz ve sakin. Son günlerine kadar balkon çiçeklerin açıp durmadı mı hiç? Renk renk.

Ah azizim!

Bugün kış geldi yine. Kış gelse yalnızca o da iyi. Yıl bitti azizim, yıl bitti.

Biz de biter miyiz?

Yoksa, yediveren gülleri gibi, her mevsimde yeniden renklere bürünür, açar mıyız seninle?

Zor be azizim. Zor.

Renk olup açmak pahalı, yüz sürmek ise bize gitmez.”

1929 Yılı Aralık Ayı ( Kanun-u evvel) yaprağıyla, sizleri başbaşa bırakıyoruz.

bottom of page