top of page

Bana yalan söyle yeni yıl.

Çok yoğun bir tempomun ardından ihmal edilmiş yazılarıma dönebildim. Neredeyse 15-16 gün süreyle hiç ilgilenemediğim anlardı.

Bir önceki yazım olan  ve zoraki yazılan ” Nostalji Takvimi: Ocak 2014″ den sonra yeni bir yazı yazma adına  oylanırken, tam da son yazıma uygun satırlar ile karşılaştım. Belki de aynı şeyler yazmak üzereydim.

Erdal Atabek’den  yaptığım kısmi alıntı ile yetineceğim.

Nice yıllar!

Bana yalan söyle yeni yıl. Her şeyin daha iyi olacağını söyle. Bütün sıkıntıların geride kalacağını, şu yaşlı 2013 ile üzüntülerin biteceğini, gelecek günlerin çok parlak olacağını söyle bana ne olur. Çocuk olduğum zamanlar ne güzeldi. Annem babam bana en akıllı çocuk olduğumu, en güzel çocuk olduğumu, ilerde en güzel yerlerde olacağımı söylerlerdi. Bana dileklerini söylerlermiş de ben de sahi sanırmışım. Olsun, iyi etmişler de beni bir güzel avutmuşlar. Sonra, hayatın gerçekleri denen şeylerle karşılaşınca nasıl üzülmüştüm. Gerçekler çok üzücü oluyor. Kaldıramıyorum. Gerçekler ağır geliyor. İyisi mi sen bana yalan söyle. Zaten öyle yapıyorsun ya. Tam 31 Aralık gecesi saat 24’te geri sayım başlıyor. Aman da aman, yeni yılla giriliyor. Her şey nasıl da düzeliyor, nasıl da iyileşiyor. Dertler tasalar eski yılla gidiyor. Yaşasın yeni yıl. Aşk, para, mutluluk yeni yılla geliyor. Yaşasın yalanlar. Sen beni dinle: Bana yalan söyle.

Edal Atabek, 30 Aralık 2013, Cumhuriyet

bottom of page