Adına ne dendiğinin, ne önemi olabilir ki? Doğrusu hala da adında da son kararı verdiğimiz bir seçme de yok henüz. Üstelik,her coğrafyanın, her dilin ve her lehçenin söylemi ve yazımı elbette farklı farklı. Ne var ki, hisler hey aynı: Doğa canlanıyor!
Toprağın dayanılmaz davetine cevapsız kalamayan yağmur ve rüzgar, tohumları besliyor. Suluyor, canlandırıyor. Yeşillendiriyor.
Yağmurun ve rüzgarın cazibesine dayanamayan güneş ise daha çok parlıyor,daha çok ısıtıyor, daha fazla vakit harcıyor. Güneş, toprak, yağmur ve rüzgar, biraraya geldikleri her zamanda, yepyeni bir gün, yepyeni bir hayat yaratıyorlar. Topraktan sürgünler fışkırıyor, diri, taze ve genç. Güçlü, kuvvetli ve yeni.
Doğanın inanılmaz bir döngüsü bu; inanılmaz bir başarısı.
Hayatta mutluluk duyulabilecek en büyük değişim. Kurudan, kupkurudan, yemyeşil bir örtü yaratmak!Nergisler açmak, zambaklar uzatmak, güllere sürgün vermek.
Tozrengi bir havadan maviye dönmek. Taş ve metal kokusundan, buhura ermek.Sessizlikten, büyük bir armoniye dalmak!
Ufacık bir güçtür bu; baharın doğurganlığı. Ufacık, dünyayı yeniden tanzim edecek kadar ufacık!
Ne fark eder adı; “Baba Marta”, “Bahar bayramı”, “Baş-ay”, “Baş bahar’, “Bozkurt”. “Cılgayak/Yılbaşı”, “Çağan”, “Diriliş”, “Ergenekon“, “Erkin kün/ Kurtuluş günü”, “Gündönümü”, “İlkyaz bayramı “Kurtuluş”, “Mart dokuzu”, “Mereke”,”Mesir bayramı”, “Meyram”, “Nevruz/ Novruz/ Noy-nuz”, “Sultan Nevruz/ Sultan Navrız/ Sultan Mevriz/ Nevruz-ı Sultani’, “Teze il/ yeni yıl”, “Ulustın ulu küni/Ulus küni”, “Uyanış”, “Yaz-başı bayramı”, “Yengikün”, “Yeniden doğuş”, “Yenigün”, “Yeni hayat”. “Yeni yıl”, “Yılbaşı”, “Yörük bayramı”,ve de “Newroz” olsa!
Bugün 21 Mart’tır; o ufacık gücün ayağa kalktığı gün.
Nevruzunuz Kutlu Olsun. Suyunuz Bol Olsun!
Comments