Bilmiyorum Ziraat Bankası yöneticileri hiç düşündüler mi? Ülkemizin yaşayan en eski Kurumu olma özelliği taşıyan Bankalarının, 125 yıllık tarihi geçmişlerini değişik obje ve belgelerle sergilemeyi!
Türkiye’nin şimdiye değin açılmış en görkemli sergisini gerçekleştirmeyi! Bu konuda şimdiye değin gözlerimizin görmediği, kulaklarımızın duymadığı yeni şeyleri göstermeyi, yeni şeyleri söylemeyi!
Mithat Paşa’dan günümüze uzanan bu süreçte, unutulanları yeniden hatırlamayı,yaşananları başkalarına aktarmayı düşündüler mi?
Ülkenin küçücük bir yerleşme yerindeki banka şubelerinin güzelliğini ve zerafetini fotoğraflarla yansıtmayı akıl edebildiler mi?
O küçücük yerlerin, en büyük mahalli pazarlarının kapılarının önünde kurulduğunu görebildiler mi?
Kapısında sıra bekleyen insanların, temizliğini, çalışkanlığını ve dürüstlüğünü anlayabildiler mi?
Yıllarca evvel dağıttıkları okul defterlerinin ve plastik kaplarının sağlamlığını hatırlayabildiler mi?
Ülkenin en güzel yerlerinin ve kentlerinin fotoğraflarını, duvar takvimleriyle evlerimizi kadar getirdiklerini bilebildiler mi?
En güzel kumbaranın, en güzel kalemin, en güzel anahtarlığın, en güzel çakmağın kendi bankalarının, eşantiyonu olduğunu duyabildiler mi?
Bu ülkede aklı baliğ her iki kişiden birinin bu Bankanın mudisi olduğunu hesaplayabildiler mi? Banka hesap cüzdanlarının diğerlerine göre kalınlığının sebebini bilebildiler mi?
Buğday başağının yalnız ve yalnız bu isme yakıştığını anlayabildiler mi?
Ziraat Bankası’nın zengin, müreffeh, mutlu, çalışkan ve güzel Anadolu Köylerinin sembolü olduğunu duyabildiler mi?
Yılbaşlarında gazetelere sayfa sayfa verilen ilanların naifliğini ve sadeliğini yorumlayabildiler mi?
Çocuklar için öykü ve şiir yazma yarışmaları düzenleyip, insanlarımızı okumaya-yazmaya özendirme çabalarının kutsallığını çözebildiler mi?
Yolu izi olmayan dağ köylerine okullar yapıp, Banka adlarının yaşatılması sevdasına kapılabildiler mi?
Bilmiyorum, Ziraat Bankası’nın bugünkü yöneticileri, bu saydıklarımdan kaçını gördüler, kaçını yaşadılar!
Yaşamasalar, görmeseler bile kaçını hissettiler?
Onların hiç Ziraat Bankası amblemli okul defterleri ve defter kapları oldu mu?
Duvar takvimleri oldu mu hiç, Ankarayı görmemiş bir çocuğa, Ankara tasvir edebilecek?
Onlar hiç Ziraat Bankası Kumbarasına para attılar mı? Sonrasında da bir keten helva almak adına, geri çıkarmak için akşama kadar uğraştılar mı?
Onlar hiç, bir dağ köyündeki Ziraat Bankası İlk Okulu’nda öğretmen stajı verdiler mi?
Onlar hiç, küçücük bir kasabanın Ziraat Bankası önünde sıraya geçip, annelerinin maaş çeklerini kırdırdılar mı?
Onlar hiç ders sınav sonuçlarını, Ziraat Bankası Cep Takvimlerine alt alta yazdılar mı?
Onların hiç, en yakın çocukluk arkadaşlarının babası Ziraat Bankası Müdürü oldu mu?
Onlar hiç ulusal bayramlarda, Banka Bayrağı da taşıyabildiler mi?
Hangisine şahit oldular?
Kocaman bir Ziraat Bankası kültürü yaratılmış olduğunu, bu ülkenin en eski ticari kültürünün bu bankayla başladığını okudular mı?
Evet, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası 125’inci yılını kutlayacak. Bu ülkede yıl dönümü kutlanacak daha eski bir kurum bir kaç tane daha ancak vardır.
İşte bu yönüyle, TC Ziraat Bankası, bu görkemli tarihini yeni nesillere gösterebilmeli, yaşatabilmelidir.
İşte bu yönüyle, bu geçmiş zengin bir görsel serginin konusu ve teması olmalıdır.Banka arşivi elden geçirilmeli, bilinmedik veya unutulmuş hatıralar canlandırılmalıdır.
Çalışanlarıyla, mudileriyle Ziraat Bankası kültürü yeniden yaşanmalıdır.
Yoksa, isim değiştirerek, amlem yenileyerek varmak istediğiniz hedefler küçük kalacaktır. Önemli ve esas olan, eskiliğinden, köklülüğünden yararlanabilmektir.
Bilmem, fayda eder mi?
Comments