top of page

Timourdji Cassabasi


Şimdiye değin hiç bir yazımızın başlığı Türkçe dışında,  başka bir lisanda olmadı. Olabildiğince özen göstermeye çalıştığımız bu titizliğimizi arasıra , kullanmasını sevdiğim eski dilde  sözcükler ile bozduğumuz da olmuyor değil! Lakin, amacımız belli olunca, niyete uygun laflar bulmaya da dikkat ediyoruz.

Başlığımız kolay okunur mu bilmiyorum. Ama Türkçenin heceleme kolaylığını kullanarak , o başlığın ilk kelimesini üç, ikinci kelimesini de dört hecede okuyarak ortaya çıkarmak mümkündür.

Doğup büyüdüğüm, sokaklarında ter ve kan izi bıraktığım küçücük kasabamın, bu adla anıldığını veya anılabileceğini hiç düşünmemiştim. Hiç duymamıştım.

Meğerse kasabamız Demirci, dönemin yaygın kullanım ve kültür  dili olan  Fransızcada “Timourdji Cassabasi” olarak geçer ve yazılırmış.

Hep söylerim ya, ” Takvim, yalnızca bir takvim değildir” diye; bu bilgilere ulaşma yolum yine bir takvim sayesinde oldu. Bilirsiniz eski cep takvimlerinde, tren saatleri, posta merkezleri, pul miktarları, bilet fiyatları, vapur seferleri gibi değişik konularda bilgilere rastlanır. Bunları takvimine göre çoğaltmak, çeşitlendirmek mümkündür. İller, illere bağlı ilçeler, plaka numaraları, yabancı ölçüler, eski ölçü ve değerler gibi.

Elimde bulunan 1911 yılına ait Fransızca ve Osmanlıca olarak hazırlanmış Cep Takviminden edindiğim küçücük izlerin yolunu sürerek,” Timordji Cassabasi” hakkında birşeyler söylemek zorunda kaldım. O küçücük kasabamın, ne kadar büyük hayalleri ve dünyaları olduğunu öğrendim. Yolların, dağların aşıldığını öğrendim.

Aslında hep ailem tarafından Osmanlı Dönemi medreselerinin kasabamızda çokluğundan bahsedilir, kasabanın zamanın önemli bir kültür yuvası olduğu belirtilir, hatta aileye de ait bir medrese olduğu da teyid edilirdi.  Ancak ortaya, bir belge ve canlı bir hatırat konmayınca bunların unutulup gitmesi, değerinin bilinmemesi hep mümkün ve mukadderdi.

O kasaba, bugün gözümde daha bir canlandı.Üstelik onlarca yıl geriye giderek, araştırılmasına  ve ayağa kalkmasına imkan sağlanarak.

Evet, elimdeki cep takviminde, ” Timourdji Cassabasi” yazan bir yazı görmek mümkün olmadı. O takvimin bir sayfasında Fransızca olarak yeralan, ” Osmanlı Posta Büroları” başlıklı bir listede, gözüm “Timour Hissar” yazısına takılmış, bunun üzerine sürdürdüğüm araştırmalarım, bugün yanılmadığımı ortaya koymuştur.

Osmanlı Döneminde her yerde değil ama, yurdun muhtelif kesim ve yörelerinde Posta Büroları açılmış, buralardan alınan postaların, İmparatorluk sathında ve yurt dışında dağıtımı yapılmıştır. Tahmin edilmelidir ki, Posta Bürolarının açıldığı yerlerde, o bürolara damga yaptırmaları ve pullar üzerine damga vurmaları izni de verilmiştir. İşte bu yerlerden biri, o bizim küçücük kasabamızdır. Kasabamızda da bir posta bürosu kurulmuş, büroya posta mühürü tahsis edilmiş, mühürün Osmanlıca yazılan büroyu tanıtıcı yeri kısmı yanında, bir yanına da Fransız Diline uygun olarak ” Timourdji Cassabasi” ibaresi nakşedilmiştir.

Bu ibarenin kayıtlara geçtiği takvimler ise, 1884, 1889, 1903, 1909 ve 1914 tarihli Fransızca ve Türkçe ( Osmanlıca) olarak hazırlanan rehberler ve takvimlerdir. Şu bilgiye sahibiz ki;kasabamızda en azından 1884 tarihinde bir posta bürosu kurulmuş olmalıdır. Ne yazık ki elimizde, o yıllara ait  ve   üzerinde  Osmanlıca ve Fransızca ” Timourdji Cassabasi” yazan bir pota pulumuz yoktur. Olur mu, bir gün olur!

Şimdi ikinci bilgi araştırmasına geçmeliyiz: O zamanki  bilinen adıyla Demirci Kasabası, niçin Fransızca yazılımda ” Timourdji” olarak imla kullanılarak ifade olunmuştur?  Üstelik Osmanlıca gramerde de  “de-del” harfiyle değil,  “t- sert te” olarak, yani Osmanlıca yazılışı telaffuz itibariyle niçin ” Timurci” olarak yazılmıştır? Bunu değerlendirmemiz ve araştırmamız gerekmektedir. Bu basit bir gramer tercihimidir? Fransız gramer kuralları mıdır?İfade ettiğim diğer takvim ve rehberlerde  benzer ifadelere  rastlamak mümkündür.

Denizli İli ilçelerinden  bugün adı  Çal olarak kullanılan yerin adı da aynı belgelerde “Timourdji”, olarak ifade olunmaktadır. Keza benzer yazılımlar da mevcuttur; ” Timour Hissar”, Timour Tache”, Timour Keuy”, Timour Kapou” gibi. Anlaşılmaktadır ki,  mahalli ad olan Türkçe ” Demir” sözcüğü Fransızca yazılış ve söylenişiyle ” Timour” olarak ifade olunmakta/ olunabilmektedir. Yoksa, 1402’de Anadoluya gelip de tüm Anadoluyu yağma-talan eden, başını uzatıp  Ege Denizinde bile bir iz bırakan  hükümdar Timur’a bir nazire veya atıf değildir.

İlginç olan,  başta “Timourdji Cassabasi” olamak üzere, yazımıza konu olan tüm “Timour” ön adlı yerleşim birimlerinin, bugün hepsinin Ege Bölgesi içinde yer almaları ve Ankara Savaşı sonrası Anadolunun talan edilmesi gayesiyle çıkılan güzergah üzerinde bulunmalarıdır.

bottom of page