Bu Mayıs’lar nerden çıktı Allah aşkına! Nasıl yorgun bu vücutlar, nasıl bezgin böyle. Ezilmiş taneler gibi her biri. Canı çıkmış gibi adeta.
Nerden geldi bu havalar? Miskin ve perişan!
Hiç duydunuz mu siz bu sözleri, bu yakınmaları daha önceleri Mayıs için ? Mümkün değil, hiç değil!
Ancak şimdi vakti bu sözleri söylemenin. Söz etmenin. Gerilmenin. Germenin. Bir hain ki Mayıs, beklemezken geldi. Bilmezken, neredeyse istemezken geldi. Ansızın geldi, sessiz, sedasız geldi.
Oysa önceden bin türlü haber salmıştı diyor, bilenler.
Çiçekler açtı, mineler, hindibağ sarıları, ağaçlar, bademler, sümbüller, erguvanlar diyorlar. Hatta yan sokaktaki bakkalın önündeki küçücük sarı gül bile açtı diyorlar. Boyuna bakmadan diyorlar.Bakmadın mı?
Daha neler neler! Duymadın mı, görmedin mi? Bilmedin mi?
Sokaklar niye bu kadar sesli, gürültülü ve kalabalık bilmez misin diyorlar! Her şeyi diyorlar; gülüyorlar, biliyorlar…
Mayıs geldi bak, gör diyorlar. İçeri gir diyorlar. Her şey miskin, her şey perişan kalma diyorlar…
Mayıs hayattır diyen, Mayıs candır, sensin diyenler.Mayıs, biziz diyenler.Yürüyenler, başlayanlar,sarılanlar işte her şey diyenler…Serilenler..
Comments