Haziran ayı. Benim ayım.Gök yüzünde kurultayların kurulduğu ay. Küçük ayıların, büyük ayıların, ülkerlerin fink attığı, yerine demir kazık çakanların, kımıldadığı ay. Gecelerin, gece olduğunu bildiği ay. Hakkını verdiği ay. Gecelerin hüküm sürdüğü, saltanat gezdirdiği ay. Çoban yıldızlarının ışığı, derede tepede yanıp duran çoban ateşlerinden aldığı ay.
Gecenin biraz ıslak, gündüzün kuru toprak koktuğu ay.
Evrelerinin en mükemmelini bu otuz güne sığdıran Ay’ın, tepelerimizde uç beyi gibi dolaştığı ay. Maviden yeşile çaldığı, sonra kızıl sarısına geri döndüğü ay.
Ağustos böceklerinin sesini gecelerde saklayıp, gündüzünde tüm gücüyle salıverdiği ay. Saman kokularına, taze soğan kokularının eşlik ettiği, dallarından uzanan kirazlara dayamanayan yüreklerin nefesini tükettiği ay.
Haziran.
Nedense rüyalarda serin yerler gören düşlerin, sabahın ilk sıcak yelinde kendini bir dam altına atmayı arzuladığı ay.
Gelin ayı. Düğün ayı. Sünnet, tören ayı.
Kentinden, köyüne, deresinden tepesine dertlerden,tasalardan arınma, soluklanma ayı. Davul ayı. Ses, şakrak, toz-toprak ayı.
Haziran, uzun yollarda, susuz tarlalarda, ağaçsız dağlarda yorgun kalmanın ayı. Ter ayı, ten ayı.
Yaz ayı.
İlk okul mevsim şeritlerine yansıyan yüzüyle tatil ayı. Renkli düşleriyle, oyun ayı. Hastane kapılarında bekleyenlerin, darda kalanların, eksik görenlerin, şifa ayı.
Yaşa güç veren ay.
Haziran ayı, benim ayım. Aylardan Haziranım.
Size günün de ayrı bir güzel gelişimi üzerine 1950’nin güzel bir Haziran’ı ile başbaşa bırakıyorum.
Comments