top of page

Nostalji Takvimi: Ağustos 2014

Ağustoslar bu kadar sıcak olur muydu Ankara’da? Ankara, Ağustoslara teslim olur muydu? Söyleyin olur muydu?

Bu kadar sıcak bir Ağustos olur muydu?

Bunaldık, bunalacağız!

Yandık, yanacağız!

Ben hiç bu kadar sıcakta yazmadım Ağustos yazılarımı. Tarlalar, kırlar, kayalı kentler beni anıyor şimdi. İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu beni anıyor. Diyarbakır, Urfa beni anıyor. Mardin, Adana beni anıyor.

Susuzluk!

Üstüne nemli, rutubetli kentler beni arıyor.

Alanya yanıyor. İzmir yakıyor. Çeşme akmıyor. Dikili ayakta bekliyor.

İnsan şimdi Akçay’ı arıyor. Serin suları, yüzülmeyen suları arıyor.

Biliyorum Salihli yanıyor. Sokaklar bunaltıyor. Üzüm bağları insanın yüzüne yüzüne vuruyor. Domates tarlaları elleri kanatıyor.

Gavur gibi yanıyor Anadolu. Anadolu  sıcak soluyor.

Sürülerinin peşinde bir adam koşturuyor. Bir desti su için yüzlerce metre yürünüyor. Anadolu kavuruyor.

Her dem bir kat daha su, ” su” oluyor. Yok oluyor.

Dere kenarlarında son su ile çamaşırlar yıkanıyor. Köpüklü sular  toprağa karışıyor.

Toprak kavruluyor, su kalkıp gidiyor bedenden, yok oluyor.

Yazık oluyor.

“Su akar, Türk bakar” dan sonra, yeni bir söz giriyor lügatımıza: ” Su kalkıyor, Türk hala bakıyor”.

Comentários


bottom of page