top of page

Latin Kül Kedisinin Hikayesi: Eva Peron


” Sayfalarımızı zaman zaman konuk yazarlarımıza açıyoruz. Beğendiğimizde, yeni bir şey öğrendiğimizde ve gerek gördüğümüzde. Bu yazı da işte o tür yazılardan biri benim için. Rasih ÇETİN, daha önce yazılarımıza yorumlar yaparak konuğumuz olmuştu. Bu kez de bir yazısıyla bizimle.” 

Don’t cry for me Arcintina nağmesini günlerdir mırıldanıp duruyorum .Takıldım bir kere.Şarkıyı çok kişi söylüyor ama ruhunu veren Joan Baez.Diğerleri show yapıyor gibi geldi bana.Hüznü,acıyı yansıtamıyorlar. Dinleyince hissediyor insan. Şarkı Evita’nın acılı öyküsünü konu alıyor.İşin içinde askerlerin zulmü de olunca domino etkisi yapıp efsaneleştiriyor. 1952 yılında kanserden vefat eden Eva Peron’un öyküsü şöyledir: Beş çocuklu fakir bir ailenin kızı olan Evita aktris olmak isterken kendini politikanın içinde bulur.Eva radyoculuk yaparken Juan Peron’la tanışır ve politikada beraber yükselirler.Juan Başbakan,Evita çalışma Bakanı olur ve halka verdiği sözleri tutarak halkın sevgisini kazanır.Fakir halkın aylık ücretlerini artırır,onlara yiyecek giyecek yardımı yapar. Halkın sevgilisi olan Evita,ölümünden bir yıl önce Başkan yardımcılığı seçimlerine hazırlanırken amansız hastalığa yakalanır ve Amerika’da ilk defa denenen kemoterapi tedavisinde denek olarak kullanılır.Ama sonuç olumsuzdur. Çok genç yaşta (33) Arjantinlileri yasta bırakır gider.Cenazesi Bounes Aires’e getirilir,Arjantin’de ulusal yas ilan edilir ve naaş mumyalanır. Askerler akabinde darbe yaparlar.16 yıl diktatörlükle yönetilen halk çok acılar çeker, ancak 1973 de demokrasiye geçilebilir.Askeri dönemde kaybolan Eva’nın cenazesi İspanya’dan geri getirilir.Halkın efsanesi haline gelen Evita (Küçük Eva )hakkında filmler ,şarkılar yapılır,Halk kahramanı ilan edilir. Mota mot tercüme yerine, yorum yaparsak bana şöyle geliyor. “Ağla Evita,ağla Ağlamak çok yakışır sana Kadere isyan etme sakın ha! Melekler de ağlar hatırana Arjantin seni anlayamasa da Hayrandır senin gözyaşlarına. Sen her şeyi yaptın, Halkın mutluluğu için Bırakmadı Tanrın, Daha fazlasını yapasın. Kadere isyan etme sakın, Bak nasıl ağlar sana Arjantin.” Don’t cry diyor beste ama algı hıçkıra, hıçkıra,içini çeke, çeke ağla gösteriyor.Ben şarkıyı dinledikçe verdiği acıdan,hüzünden bunu hissediyorum. Arcintina kelimesi tekrarlanınca bir havuzda nazlı nazlı süzülen beyaz kuğuları hayal ediyorum.O kadar güzeller ki okşamak için dokunmaya dahi kıyamıyorum.Arcintina’dan kasıt ülke değil,Latin halkıdır.O kadar masumlar ki Postallarla tekmeliyorlar bizim kıyamadığımız kuğuları askerler. Ah Evita ah! Nerden bilebilirdin Arcintina’nın kaderini. Senin cenazeni bile kaybettiler halka unutturmak için. Evde kalmış, kalbi yufka ,alıngan kızlara anneleri ne kadar derse desin, o sözler kızın daha bir hıçkırmasına vesile olduğu gibi, Evita’ya yapılan çirkin iftiralar ve karalamalar da halkın O’na sevgisini kamçılayıp, bir efsane haline getiriyor.

Bakın, o şarkı bizleri dahi etkiliyor. Kilometrelerce uzak mesafeden acı veriyor.Ben her defasında çok etkileniyorum o şarkıyı, o dizeleri duyduğum zaman. “Arcintina” ya kıyamıyorum,

Rasih ÇETİN- İZMİR

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page