Köy Enstitüleri hakkında toplanan kitap ve efemeralara ulaşmadaki güçlüğü tahmin edebilirsiniz diye düşünüyorum. Hani samanlıkta iğne arama misali. Zaman zaman galip çıkıp iğne bulduğumuz da oluyor. Ama önemli olan samanlık bulmak. Geçen gün evlerinden kitap aldığım iki kız kardeşin anlattıkları ve sonraki yakınmaları yürek burkan cinsten. Köy Enstitüsü mezunu babalarını yıllar önce kaybeden aile, yakın zamanda annelerini de kaybedince evi tahliye etmeye karar verirler. Her şey dağıtılıp, verildikten sonra sıra kütüphandeki bir kaç kitaba gelir ki bu sırada devreye girmem mümkün olabildi.
Bir kaç kitap ilgimi çekip sorunca, babalarının 1949 Aksu Köy Enstitüsü mezunu olduğunu öğrenirim.
Sorularımın peşinden bana söylenenler yürek burkucudur.
Diploması atılmış, fotoğrafları yırtılmıştır. Ya da kaybedilmiştir. Yazışmalar, mektuplar?
Kısacası yalnızca bir Köy Enstitülü öğretmenim göçmemiş, aynı zamanda büyük bir arşiv de göçmüştür.
Üzülüyorum. Hem de çok!
Yitene de gidene de üzülüyorum. En çok yitip gidenlerin ardında bıraktıklarının, işin ehli ellere düşmemesine üzülüyorum. Oysa o kadar zor ki onlara ait belgelere, arşivlere ulaşmak. Öyle zor ki?
Yitip giden arşivlere sessiz kalmak, öyle zor ki!
Lütfen, Köy Enstitülü öğretmenlerimin belgelerine sahip çıkalım. Koruyalım. Ehil ellere teslim edelim.
Comments