Bugünkü yazımızın konusu, yıllar yıllar evvel bir hemşerimizin, bir başka hemşerimize yazdığı mektup ile ilgili. Ayrıca mektubumuzu destekleyen bir de İkametgâh ilmühaberi var ekinde. Üstelik vesikalık fotoğrafı da yapışmış halde. Elimize nasıl geçtiği ise bir başka gizem ve tesadüf! Elli beş yıl önceki bir mektup ve ikametgâh!
Mektup, daktilo ile pelür kâğıda yazılmış. Üzerinde ki tarihi 25. 2. 1960 olarak okumağa niyetliyim; her ne kadar başka veriler 11’inci ay olarak okumaya imkân tanımakta ise de.
Eskişehir’den yazılmış, muhtemeldir ki Almanya’da ikamet eden bir hemşerimiz muhatap alınarak. Muhatap alınan bu hemşerimizin adı, mektubun başında yer almakla birlikte ona ait diğer bilgilerle birlikte biz gizlemeyi uygun gördük.
Mektup, birçok bakımdan o kadar çok önemli ki; hem dönemin siyah-beyaz fotoğrafını yansıtıyor, hem de sosyal ve insani ilişkilerini. Eskişehir’den Almanya’ya yazılmış bir mektupta, Demirci’yi hissediyor ve yaşıyorsunuz. Soluk alıyorsunuz, burkuluyorsunuz.
Orijinal metnin net okunamayacağı endişesiyle, bu mektubu aynen aşağıda veriyoruz:
“Kardeşim Bay …….
Senelerden beri sizinle konuşamadık ama her halde beni unutmamışsınızdır. Kardeşim siz okudunuz, çalıştınız, kendi istikbalinizi kurtardınız. Allah mesut etsin. Fakat ben okumadım, çok çalıştım ama halen istikbalimi kurtarıp yirmi yedi yaşıma gittim evlenemedim bile. Bu gidişle bu memlekette kurtarmama da imkân görünmüyor. Çalışırsın, uğraşırsın, paranı alamazsın ya keserler, ya da iflas ederler hiç alamazsın burada. Böyle olunca insan zevkle çalışacak yer de bulamıyor.
Kardeşim, çok çalışıp hayatta gençliğim elimde iken bir an evvel istikbalimi kurtarmak istiyorum. Tabii ki onu da siz dostlarımla başaracağım.
Kardeşçiğim ben Almanya’ya gelmek istiyorum. Tabii ki siz kardeşimin de gayretleriyle istikbalim kurtulabilecek. Bu güne kadar çok işler yaptım, sebatsızlıktan değil işlerin devamsızlığından. Yapacağım işlerin bir kısmını size bildireyim: Motor makine ve montaj işleri, arazide haritacılık yani dördüncü derece nirengi poligon rasatı, niveleman yani operatörlük, krokicilik veya tevziatları. Biraz da plan proje işlerinden anlarım. Bizzatameli olarak vücuden de her işte çalışabilirim. Beni nereye tavsiye ederseniz edin, hiçbir zaman sizin yüzünüzü kara çıkarmayacağıma emin olunuz.
Bu duruma göre bana bir iş bulup buraya, fabrikadan veya müesseseden resmi bir yazı ile gönderirseniz çok memnun kalacağım. Burada öğrendiğime göre şöyle bir yazı istiyorlarmış:
1.Benim künyem
2.Fabrika veya müessesede hangi işte çalışacağım,
3.Yevmüyemin miktarı,
4.Rızkım ve meskenimin müessesece veya sizin tarafınızdan temini,
5.Bir de oraya kadar yol tren biletimin buraya gönderilmiş olması.
Yukarıda madde halinde gösterilen hususları, resmi bir vesika halinde hazırlatıp göndermenizi veya daha kolay tarafı var ise, mesela siz beni misafireten çağırıp orada iş bulmak gibi. Artık orasını siz daha iyi anlarsınız, sizin görüşünüzle, bizim görüşümüz tabii ki değişir.
Bu yapacağınız masraftan hakikatten size yük olacak değilim, ya gelince orada öderim, isterseniz burada H……..de nakden öderim.
Can kardeşim, bu işi sizden candan beklerken, iyi günler temennisiyle hayırlı işler diler, hürmetlerimi sunar, sevgi ve selamlarımı bildiririm.
Kardeşin H….. sizin bu yaz aylarında geleceğinizi söyledi. Gezmek için gelin ama orada işinizi terk etmeyin! İş vaziyetini belki H…….de yazmıştır.
Bizi soracak olursan hepimiz iyiyiz. Ayrı ayrı selam ederiz. Şimdilik İhsan Demirci’de, biz Eskişehir’de oturuyoruz. Babam seyyar halı satıyor. Ben eniştemin yanında mimari işlerde çalışıyorum. Adresim: Arifiye Mah. Tanış Sokak No: 18- ESKİŞEHİR
Gön: Hüseyin Çizmeci ”
Evet, içten, çaresiz ve masum bir mektup. Dönemin nezaket kuralları içinde yazılmış bir mektup. Altmışlı yılların çok yaşandık ve bilinen mektuplarından. İşsizliliğin ve sahipsizliğin yakınmaları. Rızkını “Alamanya”da arayanların ortak dili ve temennileri. Her işi yapmaya hazır, kurtuluşu gurbet ellerde gören çaresizlik. Hayata tutunma mücadelesi, istikbali kazanma, yurt yuva kurma telaşası.
Sıcak, umutlu ve heyecanlı bir mektup!
Ekinde de, mektubumuzun sahibi Hüseyin Çizmeci’ye ait Eskişehirden alınış bir İkametgâh İlmühaberi var. Demirci Hacıbaba Mahallesinden 1933 doğumlu olduğuna dair. Dönemin bilindik formatı ve kâğıdıyla.
Ama diğer bilgiler tümüyle eksik; hikâyenin devamı nasıldır, ne olmuştur, nerededir, yaşamı nedir, nicedir, bilmiyoruz.
Yüzlerce genci Almanya kapılarında ekmek aramış koca bir neslin içinde, hemşerimiz Hüseyin Çizmeci de var mıydı diye merak ediyoruz!
Kurtarmış mıdır?
Comments