Demirci Kartpostalları ile ilgili ilk yazımızı, kendi blogumuzda Kasım 2013 Tarihinde yazmışız. O yazının Halıkent Gazetesinde yayımlanma tarihi de buna yakın bir sürede olmalıdır.
Yıllarca biriktirdiğim “ Demirci evrakları, kartpostalları, resimleri dosyası” içinden özenle ayırdığım Demirci Kartpostalları üzerine yazılmıştı o yazım. O vakit, elimde olan yalnızca 3 kartpostal üzerine.
Ne var ki o yazımdan sonra arayan- soran eş dost, hatta zamanında onların satışını yapmış insanlar, bana “ o kartpostallardan daha fazlasının olduğunu, sayısının 5-6 olması gerektiğini” söylemişlerdi. Biz elimizdekilerin, basılı kartpostalların hepsi olduğuna inanmışken, bu konuşmalar bir yandan o yazımızı eksik bırakmış, bir yandan da bizi yeni bir arayışa yönlendirmişti: Diğer Demirci kartpostallarını aramak.
Tam sayısını bilmediğimiz farklı Demirci kartpostallarının peşine düşmek, samanlıkta iğne aramak gibi bir şeydi. Ne aradığımızı da bilmiyorduk doğrusu.
Aç kurtlar gibi, müzayedeleri, sahafları, katalogları tarıyor ama bulamıyorduk. Kartpostal koleksiyonu yapan, Ankaralı, İzmirli, İstanbullu dostlara mesajlar atıyor, derdimizi anlatıyorduk. Ama nafile. Geriye dönüp bize bilgi veren kimse çıkmıyordu.
Sonra uzaklardan bir sesler gelmeye başladı. Nereden baksanız o da 2 yıl sonra!
Şimdi elimizde 3 farklı Demirci kartpostalı daha var. İlk yazımızda varlığından bile haberdar olmadığımız, üç farklı kartpostal.
Tabii elimize aldığımızda da “ aa! diye şaştığımız, tabii ki bunlar da vardı !” dediğimiz kartpostallar. Hatırladığımız kartpostallar. Belki de üzerilerine bizzat bayram tebrikleri, yeni yıl kutlamaları yazdığımız kartpostallar. Hani kentli olduğumuz günlerin mirası bize. Eşe- dosta bir kaç satır da olsa hal- hatır sormanın mirası.
Ama şimdi arayınca yok oluyorlar. Arasanız bulamıyorsunuz, isteseniz alamıyorsunuz. Saklamış olsanız da çıkartamıyorsunuz. İşin kötüsü saklamıyorsunuz da!
İlk yazımızda konu edindiğimiz kartpostalların üçü de arkası yazılı kartpostallar iken, elimizdeki son üç kartpostal ise, bize bunları gönderen insanların tutumu gereği, arkasız yazısız olanlardan. Haydi diyelim; koleksiyon çıktısı. Ve bizim koleksiyona dahil olanları.
İlk yazımızda, “ Kartpostal deyip geçmeyin, kentli olmanın, kent olmanın ilk adımlarından biridir, kartpostalı olmak. Demirci’nin de topu topu yalnızca 3 adet kartpostalı olmuştur bugüne değin. Ya da benim arşivim onu söylemektedir. Kartpostal devri de bitince, yenilerini bulmak, yerine yeni bir kartpostal koymak da mümkün değildir artık. Demirci, tarihte 3 adet renkli kartpostalı olan kent ünvanıyla başbaşa kalacaktır. Üç kartpostallı Demirci. “ demiştik.
Şimdi o yazımızı değiştirmeliyiz. Kısaca güncellersek, eklenmesi gereken tek nokta, kartpostal adedinin 6’ya yükselmesidir.
Kim bilir belki de şimdilik! Ya da bizim arşivimiz, şimdi de bunu söylemektedir.
Bu kartpostalların da hangi yılların ürünü oldukları konusunda elimizde, ne yazık ki bilgi bulunmamaktadır. Tahminen söylemek gerekirse, her üç kartpostal da diğerleri gibi 1970 li yılların ürünüdürler. Üstelik bunların her üçü de İstanbul menşeli “Keskin Color” adli firma tarafından üretilmişlerdir. Anlaşılan henüz İzmirli firmalar keşfedilmemiş!
Bu kartlardan İlki, 2 yıl önceki yazımızda örneklerini gösterdiğimiz “ Hamızlıktan şehre bakış” ifadesi taşıyan 2 kartpostalın farklı zamanlarda çekilmiş olanıdır. Kuş bakışı görünen Demirci fiziki yapısı itibariyle, belki de içlerinde de en eski tarihlisidir. Diğerlerinden farkı, kartın ön yüzünde ve sağ alt tarafta “ bayraklı Demirci” logosunun bulunmasıdır. Kartın arkasında ise yalnızca Demirci- Türkiye ibaresi yer alırken orta kısmında da “ Akdemir Ticaret Birlik, Birlik Caddesi No 1, Tel: 110 Demirci” adresi işaretlenmektedir.
Diğer iki kartpostal ise “ parçalı” kartpostallar statüsündedir. Biri farklı büyüklükteki 4 adet parçalı fotoğraftan oluşmaktadır. Kartın sağ üst tarafında “ bayraklı Demirci” logosu bulunmaktadır.
Kartın arka yüzünde ise yalnızca Demirci- Türkiye lafzı yer almaktadır. Orta kısmında ise bu kez alüminyum şerit üzerinde “ Akdemir Ticaret Birlik, Birlik Caddesi No 1, Tel: 110 Demirci” adresi yazılı bulunmaktadır.
Bu kartın en büyük eksikliği parçalı yüzeyinde 4 adet farklı Demirci fotoğrafına yer vermiş olmasına rağmen, arka yüzeyinde bu enstantanelerin yerini adlandırmamış olmasıdır.
Parçalı olan ikinci kartpostalın yüzeyinde de 4 adet farklı fotoğraf bulunmaktadır. Bu fotoğraflar eşit büyüklüktedir. Bu parçaların kesişme noktası üzerinde de “ bayraklı Demirci” logosu yerleştirilmiştir.
Kartın arka yüzünde ise Demirci- Türkiye lafzına yer verildikten sonra, kartpostalda yer alan bu farklı fotoğrafların konumları bildirilmiştir. Anlamaktayız ki, birinci fotoğraf İzmir caddesinden bir görünüş, ikinci fotoğraf Demirci makine halısı, üçüncü fotoğraf okullar mıntıkası ve dördüncü fotoğraf ise çarşı ve dolaylarına aittir.
Kartın arka orta kısmında ise “ Sedat Boyacıoğlu, Oku Kitabevi Cumhuriyet Mey. No, 65 Tel: 223 Demirci” adresi yazılı bulunmaktadır.
Bu kartpostal, diğer tüm kartpostallarımızdan, üzerinde bulunan bir halı fotoğrafı sebebiyle farklılık ve özellik taşımaktadır. Çünkü diğerleri ya manzara, ya da kent içi görünüm ve bina fotoğrafları ihtiva ederken, ilk kez bu kartpostal ile Demirci mahalli kültürüne ait bir fotoğrafa tanık olmaktayız. Lakin buradaki halı fotoğrafı da, makine halısı fotoğrafı mı olmalıydı? O yılların Demircisi el halıcılığı ile anılır ve ekonomik yaşamı, el halıcılığı üzerine inşa edilmişken, makine halısı vurgusu mu yapılmalıydı, bilemedik!
Muhakkak mantıklı cevapları ve izahları vardır bu sorularımızın da, ne var ki bugün, bu gözle bakınca sormadan da edemiyoruz. Ancak bu sorularımız bile o kartpostalın, yerel tarihimize, ticari hayatımıza kaynaklık eden kartpostal olması açısından önemini asla yitirmemektedir.Aksine önemini ortaya koymaktadır.
Bilemiyoruz hala arkası var mıdır bu Demirci kartpostallarının? Elimizdekilerin sayısı altıyı bulmuşken! Yine eşler, dostlar arayıp, ” bir kaç tane daha vardı “ diyecek midir? Keşke !
En azından şimdi farklı bir şey söyleyebiliyoruz: Demirci üç kartpostallı kent değil şimdi, artık altı kartpostallı kenttir.
O kartlar bir dönem farklı kırtasiyeleri, kitapevlerini süslediler. Bizleri beklediler alıcısı olarak. Alındılar, üstleri yazıldı, gönderildiler.
Çoğu kez selam ve mutluluk haberleri taşıdılar tanıdıklara, akrabalara. Şimdi yoklar. Olsun şimdi de onlar bizim göz nurumuz. Gözümüzün parıltısını alıyorlar, koleksiyonlarımızı süslüyorlar.
Zamanında satanlara da, alanlara da selam olsun!
Not: Demirci kartpostalları üzerine yazdığımız ilk yazımızı okumak isteyen okurlarımız, yazımızın yayımlandığı Halıkent Gazetesine bakabilecekleri gibi, ( http://www.halduncezayirlioglu.com/2013/11/demirci-kartpostallari/) web adresine de başvurabilirler.
Comments