top of page

21 Aralık


Bir takvim üzerine aylardır koparılan gürültüden sonra sakinleşmeye az kaldı. Bir kaç saat sonra geriye dönüp baktığımızda bir kıyamet ile değil ama, doğanın muhteşem bir döngüsüyle başbaşa kalacağız. Milyonlarca yıl olduğu gibi, Kuzey Yarım Kürenin Kış Gün Dönümü, Güney Yarım Kürenin ise  Yaz Gün Dönümü başlayacak.

Doğrusu bizim topraklarda Kış başlayacak bugün. Hamsini, Erbaini içine alan, Bardelacüz ile devam edip,Cemrelerle yanıltan, Sitte-i Sevr’de bunaltan, Hıdırellez’de soluklanıp, Nevruz’da sona eren bir kış.

Her yıl bir kıyamet zaten kopar bu günde de kimsenin haberi olmaz. Fakirin evinde soba, bekarın evinde yakacak derdi başlar. Öğrenci adam hep üşür bu ayda, hafta sonunu siler adeta.

Soğuk demirlerin başında, iş tutmak zor olur her 21 Aralık’ta. Isınmaz hemencecik odalar, kerevetler. Damlar, ağıllar.Sarılamaz eller, ne işe ne güce. Güçsüz bırakır soğuğun harareti, yakar ama içten. Soğuk ve ayaz nasıl uzar bir bilseniz. İçiniz yanar, ama ısınamazsınız.

Kıyamettir de kimse üzerinde durmaz.

Evet bir takvim, yalnızca bir takvim değildir, ancak hiçbiri kıyamete yürütmez insanı. Kıyamet içimizdedir. Miladı koyan nasıl biz isek, bitirecek de biz olacağızdır.

Bırakın, takvimler masumluğunu yaşasınlar. Yaşasınlar zamanlarını.

Baksanıza,  21 Aralık Tarihiyle kış ayının başladığını kabus gibi hissettiren takvimler bile,  nihayetinde bir umut aşılıyor insana; ” evet kış başlıyor ama, geceler de kısalacak artık, önümüz bahar” demekte.

Takvimler mi kıyamet getirecek size? Yolumuz bahar…

Comments


bottom of page