Bazan üstüste gelen benzerlikler insanı şaşırtır. Ne yapacağınızı bilemez şaşırırsınız. Sonra oturup bir sebeb aramaya çalışırsınız.
Bulamazsınız. Ya da bulduklarınız sonradan akla, mantığa sığmaz, kabul etmezsiniz.
İşte öylesine bir durum ile karşı karşıyayız şimdi.Bir yanda Said Ünsizade, diğer yanda Tekezade Said. Aslında hiç bir zaman karşı karşıya gelmemiş, birbirleriyle tanışmaları da mümkün olmayan iki ” Zade”, bir yazının ortak konusu olabildiler.
İlk ortaklıkları ise, yine bu sütunlarda ardarda haklarında birer yazı yazılmış olmalarıydı. Sonra da şimdi aynı cümlelerin konuğu oldular.
Yolları hiç kesişmemiş, dostlukları ve çabaları bir tesadüf eseri oluşmuş iki kalem, yıllar sonra bu iki “Zade” yi gündeme taşıdılar. Üstelik kalemlerin büyüğü Azerbaycan topraklarından ses ve seda verirken, Ünsizade Sait’i yıllar sonra Anadolu topraklarına kattı.
Tekezade Said ise bilinmeyen ve şimdiye değin hiç ilgi duyulmayan hayatının, çok değerli olabileceğinin ip uçlarını sergiledi hepimize. Yıllar öncesinden ” Atalar Sözü” ile seslendi. Henüz daha kimsecikler, “Türkiyye” adını kitaplara taşımaz iken, o cesurca taşıdı. Anadoluda pek bilinen bir Atalar Sözünün, kaybolan eski söylenişini dillendirdi. ” Eski dost düşman olmaz. Yenisinden vefa gelmez”
Aslında biz araştırmacılar için, arka
mızda kocaman bir menba yer almaktadır. Nice Tekezade’ler, nice Ünsizade’ler bugünün kuşaklarına bir dirhem de olsa bir şey bırakma adına, oralarda beklemekteler.
Said’lerin bu benzerlikleri, bu çabaları kültür hayatımızın zenginliklerini haykırmaktadır.
Ne var dönüp, bir geçmişe bakabilsek!
Comments